“Bizim ruhçuluğumuzun yeryüzüne perçinli olma karakteri, bizi tabiî olarak fert ve toplum plânında büyük aksiyona davet eder ki, her türlü ucuz soydan çerçöp nüktelerin ötesinde, fikir, sanat, ilim, siyaset ve fiil plânında, ulvî mücerredin katı müşahhasla evlendirilmesini ister... Elini küfre değdirse şeriat doğacak ve zehiri bile şifaya tahvil edecek gerçek idrak ehli, eşyanın tasvirinde ışığın varlığının tabiî isbatı gibi, el atılan her meselede büyük İslâm diyalektiğinin tahassüsünü gösterecek, âlemde İslâmın hasrı dışında kendi kendinden ibaret bir varlık ve oluş sahası olmadığını her ân taze ifşâ edecektir... Buharın tecelli ettiği yere nisbetle, su, bulut ve buz görünüşleri gibi, her sahada oranın özelliklerine nisbetle görünecek olan ruhun talim, terbiye, tahkik, tahkim ve ana yol gayesi ölçülendirmeleri, Büyük Doğu-İbda’nın aynı olarak belirecektir.
Yukarıda kısaca çerçevelediğimiz hususlardan da anlaşılıyor ki, en geniş ve genel mânâsıyla teorik dil alanından bahsetmekte, “İslâm’a muhatap anlayış” davasına bu açıdan bir nitelendirmeyle yaklaşmaktayız; İbda diyalektiğinin sıcaklığını verici bir ele alışla “İslâm’a muhatap anlayış” davasına umumî bir bakış, bu çerçevede birtakım iç’e ve dış’a yöneliş çizgileri... Teorik dilin havası.”
1987
top of page
86,00₺Fiyat
bottom of page